Menderes Mutlu Son-Bayan Masöz Esra

Menderes Mutlu Son- Masöz Esra

Menderes Mutlu Son- Masöz Esra Yine de bütün fahişe tanrıçalar böylesine güvenli bir mesafede durmuyorlardı. Mısır’ın sevgi dolu ve merhametli annesi, karısı ve fahişesi tanrıça İsis, her sınıftan Romalı tarafından -özellikle kadınlarseviliyordu. Belli ritüelleri ve katı üyelik şartlarıyla Roma kökenli ilahlardan farklı olarak, İsis esnek ve kucaklayıcıydı. Tapınakları genellikle genelevlere yakındı ve fahişeler için doğal toplanma yerleriydi. Farklı sosyal grupları kolayca kaynaştırması ve özellikle yaşı geçkin kadınların kendilerini kaybetmesine yol açması, devlet baskısını körükledi. MS 19’da İmparator

Tiberius, İsis inancının faaliyetlerine son vermek için harika bir fırsat yakaladı. İsis tapınağında bir tanrıyı temsil ettiğini iddia eden Romalı bir şövalyeye kendini teslim etmiş Paulina adında evli, erdemli ama biraz da saf bir kadın, olanları Tiberius’a anlatmıştı. Şövalye bir süredir kadını yatağa atmaya çalışsa da başarılı olamamıştı. Sonra kadının İsis’e bağlılığını bildiğinden, tapınak rahiplerine para verip İsis’in ilahi bir ortağı olan Anubis’in Paulina’ya âşık olduğunu ve tanrının onunla tapınakta buluşmak istediğini kadına söylemelerini istemiş. Kadın bu teklifi sevinçle kabul edip geceyi tanrı kılığına giren şövalyeyle kutsal bir birliktelik içinde geçirmiş. Dostlarının sırıtmalarına rağmen Paulina ve kocası kutsandıklarına ikna olmuşlar. İstediğini alan şövalye, sırrı daha fazla saklayamamış ve gerçeği kadına anlatmış. Haberi alan Tiberius, rahipleri çarmıha germiş, tapınağı yıkarak İsis heykelini nehre atmış.

Menderes Mutlu Son-Bayan Masöz Esra

Menderes Mutlu Son-Masöz Esra İsis inancı tekrar dirilmiş ama “resmi” Roma’yla, evli kadınlarla fahişeleri kaynaştıran herhangi bir örgütlenmenin arası hiç hoş olmamış. Roma, fahişeleri oyuncular, hayvan dövüştürücüleri ve gladyatörlerle aynı kefeye koyardı. Bütün bu insanlara geçimlerini bedenleriyle kazandıkları için ayak takımı (infamia) gözüyle bakılırdı. Kullanılan, arzulu gözlerle bakılan, Romalı soylu vatandaşlar (dignitas) tarafından hor görülen ve fiziksel istismara açık insanlardı. Bedeni koruma hakkı yurttaşı yurttaş olmayandan, özellikle de köleden ayırıyordu.

Eğer bir fahişe müşterisi tarafından tecavüze uğramış veya dövülmüşse, şikayet etme hakkı yoktu. Oyuncular da “sosyal düzeni bozan” her türlü eylem yüzünden şiddete maruz kalabilirdi. İşleri şiddet olan gladyatörler ise damgalanıp, dövüş ve ölüm yemini ettiklerinde köleler gibi savunmasız kalıyorlardı.

Böylesine düşük bir seviyede yaşayan bu ayak takımına işlerinden başka her şey yasaklanmıştı. Orduya katılmaları, devlet hizmeti almaları ve özgür Romalılarla evlenmeleri yasaktı. Yurttaşların gözünde zerre kadar onurları olmadıkları için mahkemede şahitlik de yapamıyorlardı. Bir fahişe öteki olarak yaşamaya mahkumdu. “Prostitute” (fahişe) sözcüğü aslında “kendini göstermek” anlamına gelen Latince prostare sözcüğünden gelmektedir ve nitekim Romalı fahişeler de bu bağlamda damgalanmıştır.